TARIM ÖĞRETİMİNİN 170. YILI BASIN BİLDİRİSİ
TARIM ÖĞRETİMİNİN 170.YILI 1846 yılında başladığı kabul edilen bugün 170. yılı kutlanan tarımsal yüksek öğretim, günümüzde ülke genelinde 36 Ziraat Fakültesi ile önemini arttırarak devam ettirmektedir. Türkiye’nin geleceği tarıma ve tarıma dayalı sanayinin gelişmesine bağlıdır. Bu yüzden tarımda bilimsel yöntemlerin tam anlamıyla kullanılması şarttır. Ülkemizde tarım sektörü, toplumumuzun temel beslenme gereksinimlerini karşılayan, ülke genelinde istihdam yaratan, sanayiye ham madde sağlayan, ihracat ürünleri ile ülkemize döviz getiren, milli ekonomimizin temel sektörlerinin başında gelmektedir. Bu yönüyle ele alındığında, özellikle gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda tarım, kalkınmanın hala ana sektör görevini sürdürmektedir.
Ülkemiz ve Dünya’nın önünde duran temel sorunların başında, hızlı nüfus artışına karşın artırılamayan tarım toprakları ile insanların beslenmesi sorunu gelmektedir. Tarım yapılabilecek alanların nüfus artışına göre çoğaltılması mümkün olmadığına göre, mevcut tarım topraklarından daha fazla verim alınmasını sağlayacak yol ve yöntemlerin bulunması gerekmektedir. İşte bu bağlamda tarımsal eğitim, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin önemi daha da ortaya çıkmaktadır. Tarım, doğanın kendiliğinden verdiğinin daha fazlasını elde etmek isteyen insanoğlunun, bilgisini ve emeğini kullanarak doğayla uzlaşmasıdır. Son iki yılı kapsayan dönemde, tarım ve gıda ürünlerinin fiyatlarında yaşanan dalgalanma ve yüksek oranlı artışlar özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin öncelikli konularından biri haline gelmiş, toplumsal huzursuzluklara kadar varan gelişmeler, bazı ülkeleri gıda fiyatlarındaki artışı sınırlamak üzere ciddi önlemler almaya zorlamıştır.
Dünya’da gıda fiyatlarındaki artışın birçok nedeni bulunmaktadır. Bunlar kısaca, küresel ısınma ve bunun getirdiği kuraklığa bağlı olarak ürün arzında yaşanan sorunlar, biyoyakıtların üretiminin desteklenmesine bağlı olarak gıda dışı ürün talebi, gelişmekte olan piyasalara sahip ülkelerde hızlı büyümeden kaynaklanan refah artışı ve bunun getirdiği et ve süt talep artışı ve dolayısıyla yem bitkilerine olan talebin artması, mali piyasalarda mal borsalarına giren sermayenin yarattığı spekülatif etkiler ve ihracatçı ülkelerin ticareti kısıtlayıcı tedbirler uygulamaları sayılabilecektir. Ülkemizin gıda ihtiyacının güvence altına alınması için alınacak birçok tedbir bulunmaktadır. Ülke hayvancılığımızın geliştirilmesinde çözülmesi gereken en önemli sorunlardan biri kaliteli, ucuz ve bol kaba yem ihtiyacının düzenli karşılanmasıdır. Hayvancılık işletmelerinin kaliteli kaba yem gereksinimini karşılamak için çayır-meraların ıslahı, yem bitkisi üretim alanlarının artırılması, ucuz ve alternatif diğer kaba yem kaynaklarının hayvansal üretime kazandırılması ve kaliteli kaba yem üretim tekniklerinin üreticilere aktarılması gerekmektedir. Ülkemizde miras hukukundan kaynaklanan tarım arazilerinin ve işletmelerinin bölünmesinin önlenmesi için yasal düzenlemelerin uygulaması bir an önce yapılmalıdır.
Ülkemizin onaylanmış ve tüm kamuoyuna duyurulmuş Arazi Kullanım Planlaması bulunmamaktadır. Tarım alanlarının ve diğer sanayi ve yerleşim gibi tarım dışı kullanım alanlarının belirlenerek bir an önce kamuoyuna duyurulması ve bu plana bağlı kalınarak yatırımların ve yerleşimlerin belirlenmesi gerekmektedir. Bu çok geç kalınmış bir plandır. Bu planın hayata geçmesi için önemli projeler geliştirilmektedir. Bu nedenle bu planlamada görev alacak ve proje üretecek önemli miktarda ziraat mühendisine ihtiyaç vardır. Bu konu üzerinde hassasiyetle durulmasında fayda vardır. Ziraat mühendisliği açısından, tarımsal proje geliştirme konusunda önemli istihdam alanları bulunmakta ve bu konuya olan ihtiyaç her geçen gün artarak devam etmektedir. Özellikle coğrafi bilgi sistemleri konusunda (netcad, otocad) ziraat mühendislerinin kendilerini geliştirmesi gerekmektedir. Ülkemizde ki projeler dünyada olduğu gibi bilgisayar üzerinden uydu teknolojileri kullanılarak yapılmaktadır. Ziraat Mühendisliği mesleği önemi giderek artan ve insanlarımıza daha iyi gıda temininde önemli bir role sahip bir meslektir. Ülkemizde ziraat mühendisleri şu anda aktif olarak kamuda ve özel sektörde görev yapmaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı başta olmak üzere, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve diğer Bakanlıklarda çeşitli görev ve mevkilerde görev yapmaktadırlar. İnsanın olduğu her alanda, kısaca kamuda ve özel sektörün her alanında ziraat mühendisleri görev yapmaktadır. Ancak ülkemizde ziraat mühendislerinin yapacağı oldukça fazla görev ve sorumlulukları vardır. Bu nedenle yeni istihdam edilmesi gereken en az 10 000 ziraat mühendisine daha ihtiyaç bulunmaktadır.
Tarım sektörünü yönetecek olanlarda nitelik ve niceliği belirlerken, önümüzdeki on yıllarda nüfus artış hızı, tarım alanlarının azalışı, gıda güvencesi ve kaliteye yönelme gibi etkenler göz önüne alınarak Ziraat Fakültesi sayısı, alınacak ve mezun edilecek öğrenci sayısı buna göre dikkate alınmalıdır. Tarım öğretiminin 170. yılında ülkemiz insanının sağlıklı ve ucuz gıdaya ulaşabilmeleri konusunda en önemli sorumluluğu olan ziraat mühendislerinin, Dünya ve Türkiye’deki sorunları bilen ve buna göre tedbirler alabilecek formasyonda yetişmesi sağlanmalıdır. Bu vesileyle ülkemiz tarımına katkı sağlayan herkese saygılarımızı sunarız.
Fehmi KİRAZ
TZYMB GENEL BAŞKANI