Salonda beğeni toplayan bir konuşma yapan Genel başkan Fehmi KİRAZ ise şu konulara değindi:
Bugün Zirai öğrenimin 164. yıl dönümünü hep birlikte kutluyoruz. Ziraat mühendisi olduğum için, zirai öğrenimimi ziraat fakültelerinin ilki, ana fakülte olarak kabul ettiğimiz Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden alıp mezun olduğum için kendimi şanslı ve gururlu hissediyorum.
İnanıyorum ki buradaki herkes, bütün ziraat mühendisleri de benim gibi düşünüyor, kendini gururlu hissediyorlardır.
Buradaki öğrenciler yarın meslektaşım olacaklar. Mesleğimizin dünü, bugünü ve geleceği hakkındaki düşüncelerimden bahsedeceğim;
Bizler mesleğimizin eski zamanlarını göremedik ama hep duyduğumuz tıp fakültesini, hukuk fakültesini bırakıp ziraat fakültesine kayıt yaptıran ağabeylerimizi biliyoruz. Yine o zamanlarda bütün ziraat fakültesi öğrencilerine Tarım Bakanlığının nerdeyse bir memur maaşına denk gelen burs verdiğini biliyoruz. Yine çalışan ziraat mühendisinin maaşının o yerdeki mülki amirin maaşından yüksek olduğunu biliyoruz.
Hepimiz gururlanıyoruz değil mi?
Mesleğimizin etkinlik trendinde neden düşüş var? Peki şimdi bugün ne oldu da mesleğimizin itibarı zayıfladı bunun muhasebesini yapmamız gerekir.
Biz TZYMB olarak her platformda mesleğimizin bugünü ve geleceği konusunda çalışmalar yapmaktayız ve değişik vesileler ile görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmaktayız. En son Antalya’da yapmış olduğumuz Çalıştay’da çalışma konularımızdan birisi de mesleğimizin durumuyla ilgiliydi.
Son dönemlerde geçmişteki işsizliğe göre birçok meslek dalına nazaran işsiz Ziraat Mühendisi sayısı azalış trendi göstermeye başlamış ise de yine de önemli ölçüde işsizimiz vardır.
Son dönemlerde tamamen siyasi amaç güdülerek çok sayıda ziraat fakültesinin açılması çok sayıda ziraat mühendisinin mezun olmasına, istihdam probleminin ortaya çıkmasına ve mesleğimizin işsizlikle birlikte anılmasına neden olmuştur. Ekonomisinin ve üretiminin büyük kısmı tarıma dayalı olan ülkemizde ziraat mühendisileri işsiz kalmaktadır.
Şuan için 25 tane ziraat fakültesi vardır. Şimdi soruyorum Ankara, Eskişehir, Konya, Kırşehir, Yozgat ve Kayseri aynı bölge, aynı iklim, aynı ekolojide değiller midir?
Ziraat fakültelerine alınan öğrenci sayısının fazlalığı da muhasebesi yapılması gereken diğer bir konudur;
Ülkemizde mevcut ziraat fakültelerinin bir kaçı dışında eğitim-öğretim, gerekse de laboratuar ve uygulama alanlarının yeterli olmadığı bilinmekle birlikte, kurulan her yeni fakülteye mevcut bütün bölümler açılma gayretine girilmiş ve bütün bölümlerden öğrenci mezun edilmektedir. Ordu ziraat fakültesinde tarla bitkileri bölümü gibi. Bu gerekli midir?
Son 15 yılda ziraat fakültelerinde 4 defa eğitim öğretim sisteminin değiştirilmesi de mesleğimizin sürekliliği açısından sıkıntılı bir durumdur.
Tarım Bakanlığının mesleğimizle ilgili tasarrufları, reorganizasyon ve diğer tarım politikaları;
Bilindiği üzere Tarım Bakanlığında tarımla ilgisi olmayan kaymakam, tarih öğretmeni, mimar olanlar müsteşarlık, Genel Müdürlük makamlarını işgal etmektedirler. Milli Eğitim Bakanlığında, içişleri Bakanlığında bir ziraat mühendisini ne zaman müsteşar olarak göreceğimizi merak ediyorum?
Tarım Bakanlığı’nın son zamanlarda çıkarmış olduğu mevzuatlara baktığımızda Ziraat Mühendisliği Bilimi içerisinde yer alan ve kanunla yetkimizde olan görevler başka mesleklere pay edilmektedir.
Örneğin Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satış Yönetmeliği ve Reçeteli İlaç Satışı Yönetmeliğinde 7472 sayılı “Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun” ile mesleğimize verilen yetkiler hem başka mesleklere de paylaştırılıyor hem de ziraat mühendisleri yeterlilik sınavına alınıyor. Vahim bir durumdur bu. Bir veteriner hekim ilaç satarken, bir eczacı eczane açarken sınava mı giriyor. Eğitimi her zaman kabul ederiz ama sınavı asla.
Önce 3’ lü sonra 4’lü sonrada 5’ li paket haline dönüşen “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Taslağı” hakkında görüşümüzü yazılı olarak verdik. Burada bir kez daha yineliyorum. Bazı meslek grupları öne çıkartılıyor, Ziraat mühendislerinin görev alanını daraltılmaktadır.
Başka bir örnek, yeni kurulacak Tarım ve Gıda Bakanlığı kanun tasarısında tarım uzman ve tarım uzman yardımcısı diye bir tabir var. Tarım uzmanı olmak için ziraat mühendisi olmayı gerektirmeyen, ingilizce bilen her hangi bir lisans mezunu olmak yeterli şeklinde bir yaklaşım vardır, yani hukukçu, iktisatçı, işletmeci v.s. tarım uzmanı olabiliyor. Bir hukukçu veya işletmeci uzmanı olmadığı tarım konusunda hangi politikaları üretecek, hangi çiftçinin sorunun çözecek gerçekten merak konusudur, ayrıca ziraat mühendislerinin ne zaman adliyede duruşmaya gireceğini veya hastanede hasta muayene edeceklerini de merakla beklemekteyiz. Değerli meslektaşlarım şaka bir yana gerçekte mesleğimizin geleceği ile oynanmakta meslektaşlarımız tarım bakanlığında ve sahada uzaklaştırılmak istenmektedir. Bu yanlışlık bir an önce düzeltilmelidir.
Çalışan Ziraat Mühendislerinin ücret ve diğer sosyal hakları da sıradan memurlarınkinden farklı değildir. Özlük haklarının ve maaşlarının iyileştirilmesi şarttır.
Gelelim TARGEL (Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi) kapsamında; çalışan meslektaşlarımızın sorunları dağ gibi büyümektedir.
Maaşları düşük, proje amacı dışında tüm işlerde çalıştırılmaktadırlar, imza yetkileri yoktur. TARGEL kapsamında çalışan meslektaşlarımızın sorunları bir an önce çözülmelidir.
Mesleğimize sahip çıkmamız gerektiği ve mesleğimizin geleceği ile ilgili hususlar;
Türk tarımı bitme noktasına gelmiştir. Türk tarımının kurtulması için 3 tane saç ayağı sağlam oluşturulmalıdır;
1- Eğitimiyle, araştırmasıyla, tarımın altyapısıyla, destekleriyle tarım politikaları milli, doğru ve yeterli olmalıdır,
2- Bu saydıklarımı yapacak sistemin ve kurumların doğru kurgulanmalı ve doğru oluşturulmalıdır,
3- Tüm bunları yapacak tarımla ilgili mesleklere özellikle de ziraat mühendisliği mesleğine önem verilmesi gerekmektedir.
Öğrenci arkadaşlarım, çok değil önümüzdeki dönemde mesleğimiz hak ettiği yeri tekrar alacaktır. Çünkü tarım ve gıda vazgeçilmezdir. İklim değişikliği, kuraklık, insan sayısının artışı mesleğimizi de vazgeçilmez yapacaktır. Ama bizler de kendimizi geliştirdiğimiz sürece.
Zirai öğrenimin yıl dönümünü kutlar, memleketimize hayırlar getirmesini diler, davet ettikleri için başta Sn. Dekanım ve fakültemize teşekkür eder, saygılar sunarım.