Ay: Ocak 2009

SÜT SEKTÖRÜNDEKİ MEVCUT YAPI SEKTÖRÜN SORUNLARINI AŞACAK SEVİYEDE DEĞİL

Seminerde Nurullah Özcan özetle şu  başlıklara değindi:
Türkiye’de süt sektörünün bileşenleri, örgütlü olmalarına rağmen, dağınık bir yapı sergilemektedir.  Doğru bir modele oturtulamadığından, süt fiyatlarında istikrarsızlığa sebep olmaktadır. Ekonomideki dalgalanmalara ve çalkalanmalara açık hale gelmektedir. Bu problemli durum ekonomiye zarar vermekle birlikte, gelişmemiş olması ile beklenen faydadan bir kayıp söz konusudur.
Türkiye süt sektöründe kaliteli çiğ süt üretimi ve arzın devamlılığı sağlamak üzere piyasanın düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Süt piyasasının düzenli çalışması için süt üreticilerini ve süt isleyen sanayicileri belli bir platformda buluşması sağlanmalıdır.
 AB müzakerelerinde Türkiye’de süt üretim kotasının yüksek olmasını sağlanmalı, Türkiye’de üretilen çiğ süte, kalite garantisi veren güçlü bir süt üretici teşkilatın oluşması sağlanmalıdır.
Türkiye’de pazar için üretilen toplam çiğ sütün üreticiler tarafından ülke çapında kurulacak bir süt örgütü çatısı altında olmak üzere, kontrol altına alınması gerekmektedir.
Kontrol altına alınan toplam çiğ sütün tamamının süt fabrikalarından geçmesi sağlanarak, sağlıklı süt ve süt ürünleri üretimi garanti altına alınacak, böylece süt üreticileri, sanayicileri ve  tüketiciler gözetilmiş olacaktır.

 

Teşvikte hata yapıyoruz

Birliğimiz üyelerinin ve süt ve gıda sektörünün önemli isimlerinin katıldığı seminerde katılımcılar da özetle aşağıda belirtilen hususları dile getidiler:

Ülkemiz süt sektörünün en büyük iki sorunu, kaliteli süt ve teşvik politikalarıdır. Kötü sütü engellemek adına bir şeyler yapmaya çalışırken, hayvan sayısını azalttıkça süt kalitesinin düştüğü görüldü. Ülkemiz AB tarafından sürekli imtihan edilmektedir. AB’ye teslimiyet değil, eksik yaptığımız şeyleri , bugüne kadar yapmamız gereken fakat yapmadıklarımızı yapmak zorundayız. Bu güzel ülkemiz onlara ders verecek kadar bilgi birikimine sahiptir. Sütte şöyle bir yapı oluşmuş durumda; Az sayıda hayvana sahip işletmelerin sütleri birileri tarafından toplanıp, süt toplama merkezlerinde toplanıp, soğutulup gönderilmektedir. Eğer benim hayvanım hastaysa, ben ona ilaç veriyorsam ve bunu da söylemiyorsam benim bu sütüm toplandığı zaman diğer sütlerle karıştırıldığı anda bir kişi hayvanına antibiyotik vermekle bütün sütü uygunsuz hale getiriyoruz. Buna bir önlem alınmalıdır. Hayvan sayısının biraz daha fazla olması ile bu durumun daha da kontrol altına alınabileceği göz önüne alınmalıdır. Süt Konseyi çalışmalarında kaliteli süt üretilmesi amacının daha ön planda olması beklenirdi.

Süt sektöründe en büyük problemlerden birisi de, fiyat politikalarıdır. Fiyat belirleme aşamasına gelindiğinde, iki taraf da kesinlikle uzlaşma yolu aramamaktadır. En fazla ezilen, sütü üreten Fadime teyze olmaktadır. 100 birim düşünürsek, 40 birim işleyenlere, 40 birim aracılara gidiyorken ancak 10 birim sütü sağan o eli nasırlı analarımızın sağdığı süte, o nasırlı ellere  gitmektedir. Fadime teyzeye daha fazla para gitmesini sağlayacak bir yapı kurmak lazımdır. Bu sistem, üretici dikkate alınarak mutlaka rehabilite edilmelidir.

GELENEKSEL CUMARTESİ SOHBETLERİ

 

GELENEKSEL CUMARTESİ SOHBETLERİ

 

Konu              :   TÜRKİYE SÜT SEKTÖRÜNDE YENİ BİR MODEL

Bilgi Sunan    :   Dr. NURULLAH ÖZCAN

Tarih: 24 OCAK 2008

Saat  : 14:00

Yer   : TZYMB Prof. Dr. Orhan DÜZGÜNEŞ Toplantı Salonu

Sohbet toplantımıza tüm meslektaşlarımız davetlidir.

(TZYMB Yönetim Kurulu)

Not: Konuyla ilgili sunu yapılacaktır.

 
 
SUNUYA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ..

Birliğimiz Yönetim Kurulu Üyesi Üzeyir YÜREKLİ’nin babası vefat etmiştir.

Fındık gen kaynakları katlediliyor

Ankara- Türkiye Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği (TZYMB) Genel Başkanı Fehmi Kiraz, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin fındık üretiminde lider olduğuna dikkati çekerek, her yıl 1,5-2 milyar dolar ihracat yapılan bir ürünün on yıllardır araştırma ve deneme üretimlerinin yapıldığı, gen kaynaklarının korunduğu tek enstitünün arazisine ”göz dikilmesini” eleştirdi.

Belediye Meclisi’nin enstitünün arazisinin tam ortasından, tam olarak fındık genetik kaynakları projesine ait fındık materyallerinin koruma altına alındığı güzergahtan, 25 metre genişliğinde yol geçirilmesi kararını onayladığını belirten Kiraz, bu yolun Giresun trafiğini de rahatlatmayacağını öne sürdü.

Gen kaynaklarının korunması ve ıslah çalışmaları için ayrılmış alanın, ”bilimden, ziraattan ve tarımdan anlamayan insanlar ve yöneticiler tarafından çör çöp iki dal” olarak nitelendirilmesini şiddetle kınadıklarını kaydeden Kiraz, bu alanların 40 yılın araştırması ve fındık bitkisinin gen kaynakları olduğuna dikkati çekerek, Giresunluları, Tarım ve Köyişleri Bakanı’nı, Giresun Valisi’ni Fındık Araştırma Enstitüsü’ne sahip çıkmaya çağırdı.

Zirai Öğrenimin 163 üncü Yıldönümü Basın Bildirisi

TÜRK ZİRAAT YÜKSEK MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ
 “TÜRKİYE’ DE ZİRAİ ÖĞRENİMİN BAŞLAYIŞININ 163. YILDÖNÜMÜ”
BASIN BİLDİRİSİ
10.01.2009

 “Zirai Öğrenim”in başlayışının yıldönümü her yıl 10 Ocak tarihinde çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. TZYMB olarak bu yıl zirai öğrenimin 163 üncü yıldönümünü kutlamaktayız. Gelinen bu gün itibariyle zirai öğrenimin ve Ziraat Mühendisliği mesleğinin sorunları mevcut olmakla birlikte, maalesef ülkemizde zirai öğrenim ve Ziraat Mühendisliğinin yeri ve öneminin gereği gibi anlaşılmadığı görülmektedir.
1980’li yıllardan itibaren, ülkemizin mevcut tarım potansiyeli ve hedeflerine göre Ziraat Mühendisi istihdam planları yapılmadan, popülist politikalarla yeni kurulan her üniversiteye ilk olarak Ziraat Fakültesi açıldığı ve bunun sonucunda ülkemizde 28 adet Ziraat Fakültesinin mevcut olduğu ve maalesef bu fakültelerimizden mezun olan birçok meslektaşımızın ise işsiz olduğu acı bir gerçektir.
En azından bundan sonra zirai öğrenimde yeniden bir düzenleme yapılarak, mevcut Ziraat Fakültesi sayısının ülkemizin potansiyeli ve geçeklerine göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Ülkemizde bölge yada havzalar göz önüne alınarak altı yada yedi ilimize bir adet Ziraat Fakültesi düşecek şekilde orta ve uzun vadede yeniden planlama yapılmalıdır.
Diğer taraftan son yıllarda zirai öğrenim ve eğitim sisteminde çok sık şekilde değişiklikler yapıldığı görülmektedir. Kimi zaman fakültelerdeki bölüm sayısı dörde düşürülmüş, kimi zaman on bölüme çıkarılmıştır. Sivil toplum kuruluşlarının görüşleri de alınarak ülkemizin gerçekleri ve dünyadaki zirai öğrenim sistemleri incelenmek suretiyle zirai öğrenimde kalıcı ve uzun vadeli bir sistemin benimsenmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Ziraat Mühendisliği ile ilgili 7472 sayılı meslek kanununda Ziraat Mühendislerine verilen yetkilerin son zamanlarda çıkarılan bazı yönetmeliklerle Ziraat Mühendisi dışında bazı meslek sahiplerine de kullandırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bunun en somut örneği ise; Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 04.10.2008 tarihinde “Bitki Koruma Ürünleri Bayi ve Toptancılık” sınavı yapılarak Ziraat Mühendislerine kanunla verilen yetkiyi hukuksuz bir şekilde sınavla elinden alınmış ve formasyonu farklı diğer mesleklere paylaştırılmıştır. Bu haksız durum Birliğimizin gayreti ile yargıya intikal ettirilmiştir ve yargı süreci yakından takip edilmektedir.
Yaklaşık 7 milyar insanın yaşadığı Dünya’da 1 milyara yakın insanın gıda güvencesi yoktur. Açlık ve yetersiz beslenmeden dolayı insanlar ölmektedir. Tarım alanları sabittir ve her yıl insanoğlunun nüfusu artmaktadır. Ülkemizde ise nüfusumuz her yıl 1 milyon kişi artmaktadır. 2040’lı yıllarda nüfusumuzun 100 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Artan bu nüfusun gıda ihtiyacını karşılayacak tarımsal üretimin planlı ve yeterli bir şekilde artırılması gerektiği kaçınılmazdır. Bu gerçeğin ilgililerince yeterince kavranıldığı takdirde yukarıda sıraladığımız kötü tablonun değişeceği, Ziraat Mühendisliği mesleğinin değerinin kavranacağı ve altın çağına ulaşacağına inancımız tamdır. Yeter ki geç kalmayalım.
Saygılarımla…

 

                                                           Fehmi KİRAZ
                                                          Genel Başkan
                                        Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği
                                                     Yönetim Kurulu Adına

Sakarya Cad. 30/2 Kızılay/ANKARA
Tel: (+90) 312 4335981

“TÜRKİYE’ DE ZİRAİ ÖĞRENİMİN BAŞLAYIŞININ 163. YILDÖNÜMÜ”

“Zirai Öğrenim”in başlayışının yıldönümü her yıl 10 Ocak tarihinde çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. TZYMB olarak bu yıl zirai öğrenimin 163 üncü yıldönümünü kutlamaktayız. Gelinen bu gün itibariyle zirai öğrenimin ve Ziraat Mühendisliği mesleğinin sorunları mevcut olmakla birlikte, maalesef ülkemizde zirai öğrenim ve Ziraat Mühendisliğinin yeri ve öneminin gereği gibi anlaşılmadığı görülmektedir.

1980’li yıllardan itibaren, ülkemizin mevcut tarım potansiyeli ve hedeflerine göre Ziraat Mühendisi istihdam planları yapılmadan, popülist politikalarla yeni kurulan her üniversiteye ilk olarak Ziraat Fakültesi açıldığı ve bunun sonucunda ülkemizde 28 adet Ziraat Fakültesinin mevcut olduğu ve maalesef bu fakültelerimizden mezun olan birçok meslektaşımızın ise işsiz olduğu acı bir gerçektir.

En azından bundan sonra zirai öğrenimde yeniden bir düzenleme yapılarak, mevcut Ziraat Fakültesi sayısının ülkemizin potansiyeli ve geçeklerine göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Ülkemizde bölge yada havzalar göz önüne alınarak altı yada yedi ilimize bir adet Ziraat Fakültesi düşecek şekilde orta ve uzun vadede yeniden planlama yapılmalıdır.

Diğer taraftan son yıllarda zirai öğrenim ve eğitim sisteminde çok sık şekilde değişiklikler yapıldığı görülmektedir. Kimi zaman fakültelerdeki bölüm sayısı dörde düşürülmüş, kimi zaman on bölüme çıkarılmıştır. Sivil toplum kuruluşlarının görüşleri de alınarak ülkemizin gerçekleri ve dünyadaki zirai öğrenim sistemleri incelenmek suretiyle zirai öğrenimde kalıcı ve uzun vadeli bir sistemin benimsenmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

Ziraat Mühendisliği ile ilgili 7472 sayılı meslek kanununda Ziraat Mühendislerine verilen yetkilerin son zamanlarda çıkarılan bazı yönetmeliklerle Ziraat Mühendisi dışında bazı meslek sahiplerine de kullandırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bunun en somut örneği ise; Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 04.10.2008 tarihinde “Bitki Koruma Ürünleri Bayi ve Toptancılık” sınavı yapılarak Ziraat Mühendislerine kanunla verilen yetkiyi hukuksuz bir şekilde sınavla elinden alınmış ve formasyonu farklı diğer mesleklere paylaştırılmıştır. Bu haksız durum Birliğimizin gayreti ile yargıya intikal ettirilmiştir ve yargı süreci yakından takip edilmektedir.

Yaklaşık 7 milyar insanın yaşadığı Dünya’da 1 milyara yakın insanın gıda güvencesi yoktur. Açlık ve yetersiz beslenmeden dolayı insanlar ölmektedir. Tarım alanları sabittir ve her yıl insanoğlunun nüfusu artmaktadır. Ülkemizde ise nüfusumuz her yıl 1 milyon kişi artmaktadır. 2040’lı yıllarda nüfusumuzun 100 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Artan bu nüfusun gıda ihtiyacını karşılayacak tarımsal üretimin planlı ve yeterli bir şekilde artırılması gerektiği kaçınılmazdır. Bu gerçeğin ilgililerince yeterince kavranıldığı takdirde yukarıda sıraladığımız kötü tablonun değişeceği, Ziraat Mühendisliği mesleğinin değerinin kavranacağı ve altın çağına ulaşacağına inancımız tamdır. Yeter ki geç kalmayalım.

Saygılarımla…

 

 

 

            Fehmi KİRAZ

                        Genel Başkan 
   Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği
                 Yönetim Kurulu Adına