ZİRAİ ÖĞRENİMİN 172.YILI
Ülkemizde tarım sektörü,
toplumumuzun temel beslenme gereksinimlerini karşılayan, ülke genelinde
istihdam yaratan, sanayiye hammadde sağlayan, ihracat ürünleri ile ülkemize
döviz getiren, milli ekonomimizin temel sektörlerinin başında gelmektedir. Bu
yönüyle ele alındığında, özellikle gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda tarım,
kalkınmanın hala ana sektör görevini sürdürmektedir. Ülkemiz ve Dünya’nın önünde
duran temel sorunların başında, hızlı nüfus artışına karşın artırılamayan tarım
toprakları ile insanların beslenmesi sorunu gelmektedir. Tarım yapılabilecek
alanların nüfus artışına göre çoğaltılması mümkün olmadığına göre, mevcut tarım
topraklarından daha fazla verim alınmasını sağlayacak yol ve yöntemlerin
bulunması gerekmektedir. İşte bu bağlamda tarımsal eğitim, araştırma ve
geliştirme faaliyetlerinin önemi daha da ortaya çıkmaktadır.
Tarım,
doğanın kendiliğinden verdiğinin daha fazlasını elde etmek isteyen
insanoğlunun, bilgisini ve emeğini kullanarak doğayla uzlaşmasıdır.
Son iki yılı kapsayan dönemde,
tarım ve gıda ürünlerinin fiyatlarında yaşanan dalgalanma ve yüksek oranlı
artışlar özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin öncelikli
konularından biri haline gelmiş, toplumsal huzursuzluklara kadar varan
gelişmeler, bazı ülkeleri gıda fiyatlarındaki artışı sınırlamak üzere ciddi
önlemler almaya zorlamıştır.
Dünya’da
gıda fiyatlarındaki artışın birçok nedeni bulunmaktadır. Bunlar kısaca, küresel
ısınma ve bunun getirdiği kuraklığa bağlı olarak ürün arzında yaşanan sorunlar,
biyoyakıtların üretiminin desteklenmesine bağlı olarak gıda dışı ürün talebi,
gelişmekte olan piyasalara sahip ülkelerde hızlı büyümeden kaynaklanan refah
artışı ve bunun getirdiği et ve süt talep artışı ve dolayısıyla yem bitkilerine
olan talebin artması, mali piyasalarda mal borsalarına giren sermayenin
yarattığı spekülatif etkiler ve ihracatçı ülkelerin ticareti kısıtlayıcı
tedbirler uygulamaları sayılabilecektir.
Ülkemizin gıda ihtiyacının
güvence altına alınması için alınacak birçok tedbir bulunmaktadır. Bunlardan
önemli gördüğüm bazılarına kısaca vurgu yapmak isterim.
Ülke
hayvancılığımızın geliştirilmesinde çözülmesi gereken en önemli sorunlardan
biri kaliteli, ucuz ve bol kaba yem ihtiyacının düzenli karşılanmasıdır.
Hayvancılık işletmelerinin kaliteli kaba yem gereksinimini karşılamak için
çayır-meraların ıslahı, yem bitkisi üretim alanlarının artırılması, ucuz ve
alternatif diğer kaba yem kaynaklarının hayvansal üretime kazandırılması ve
kaliteli kaba yem üretim tekniklerinin üreticilere aktarılması gerekmektedir.
Ülkemizde
miras hukukundan kaynaklanan tarım arazilerinin ve işletmelerinin bölünmesinin
önlenmesi için yasal düzenlemelerin uygulaması bir an önce yapılmalıdır.
Ülkemizin
onaylanmış ve tüm kamuoyuna duyurulmuş Arazi Kullanım Planlaması
bulunmamaktadır. Tarım alanlarının ve diğer sanayi ve yerleşim gibi tarım dışı
kullanım alanlarının belirlenerek bir an önce kamuoyuna duyurulması ve bu plana
bağlı kalınarak yatırımların ve yerleşimlerin belirlenmesi gerekmektedir. Bu
çok geç kalınmış bir plandır. Bu planın hayata geçmesi için önemli projeler
geliştirilmektedir. Bu nedenle bu planlamada görev alacak ve proje üretecek
önemli miktarda ziraat mühendisine ihtiyaç vardır. Bu konu üzerinde
hassasiyetle durulmasında fayda vardır.
Ziraat mühendisliği açısından,
tarımsal proje geliştirme konusunda önemli istihdam alanları bulunmakta ve bu
konuya olan ihtiyaç her geçen gün artarak devam etmektedir. Özellikle coğrafi
bilgi sistemleri konusunda (netcad, otocad) ziraat mühendislerinin kendilerini
geliştirmesi gerekmektedir. Ülkemizde ki projeler dünyada olduğu gibi
bilgisayar üzerinden uydu teknolojileri kullanılarak yapılmaktadır.
Ziraat Mühendisliği mesleği önemi
giderek artan ve insanlarımıza daha iyi gıda temininde önemli bir role sahip
bir meslektir. Ülkemizde azımsanmayacak miktarda ziraat mühendisi şu anda aktif
olarak kamuda ve özel sektörde görev yapmaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı başta olmak üzere, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı ve diğer Bakanlıklarda çeşitli görev ve mevkilerde görev
yapmaktadırlar. İnsanın olduğu her alanda, kısaca kamuda ve özel sektörün her
alanında ziraat mühendisleri görev yapmaktadır. Ancak ülkemizde ziraat
mühendislerinin yapacağı oldukça fazla görev ve sorumlulukları vardır. Bu
nedenle yeni istihdam edilmesi gereken en az 10 000 ziraat mühendisine daha ihtiyaç
bulunmaktadır.
Tarım öğretiminin 172. yılında
ülkemiz insanının sağlıklı ve ucuz gıdaya ulaşabilmeleri konusunda en önemli
sorumluluğu olan ziraat mühendislerinin, Dünya ve Türkiye’deki sorunları bilen
ve buna göre tedbirler alabilecek formasyonda yetişmesi sağlanmalıdır.
Bu vesileyle ülkemiz tarımına
katkı sağlayan herkese saygılarımı sunuyorum.